Hemen Ulaşın
me@melikeguray.com

Evlilik ve boşanma araştırmalarının duayenleri Dr. John ve Julie Gottman, evli çiftlerin birbirleriyle iletişim halinde oldukları 10 dakikalık bir video izleyerek, yeni evli çiftlerin gelecek 6 sene içinde evli kalacağını ya da boşanacağını %91 gibi bir başarı oranıyla tahmin edebiliyorlar. Peki Gottman’lar evliliğin devam edip etmeyeceğini nasıl bu kadar yüksek bir oranla tahmin edebiliyorlar?

35 yılı aşkın bir süredir yürüttükleri araştırmalara göre evliliğin mutlu gitmesini sağlayan en önemli faktör, eşlerin birbirlerinin etkisini kabul edebilmeleri. Araştırmalara göre kadınlar, eşlerinin taleplerini karşılamakta daha başarılı ve daha yapıcı bir tutum sergilerken, erkekler eşlerinin taleplerini kabul etmekte ve değişmekte daha çok sıkıntı yaşamaktadırlar. Kadınlar, evlilikle ilgili sorunlarını ve eşlerinden beklentilerini daha çok ortaya koymakta ve bu konuda tartışmak ve çözüm üretmek konusunda daha istekli görünmektedirler. Eşlerinin bu taleplerini dikkate alan ve kendilerini bu anlamda esnetebilen erkeklerin evlilikleri, diğerlerine oranla daha uzun sürmekte ve daha mutlu bir birliktelik yaşamaktadırlar.

Gottman’lar, evliliklerde yaşanan problemlerin ya da çatışmaların asıl sorun olmadığını, her evlilikte yaşanabilecek bu tür anlaşmazlıkların evliliği yıkmadığını göstermektedir. Asıl önemli olan, yaşanan sorunlarla nasıl başa çıkıldığıdır. Eşlerin tartışmalar sırasında yaşadığı öfke, kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların aslında evliliği bitirici etmenler olmadığı, bunlardan ziyade Gottman’ların “Mahşerin 4 Atlısı” diye tabir ettiği tartışma sırasında eşlerin sahip olduğu 4 tutumun evliliğin bitimine yol açtığı görülmüştür. Bu tutumlar aşağılama, eleştiri, sürekli savunma halinde olma ve duvar örme/uzaklaşma olarak adlandırılabilir. Tartışmalar sırasında ya da sonrasında bu tutumları takınan çiftlerin boşanma oranının diğer çiftlere nazaran çok daha fazla olduğunu görülmüştür. Çiftler, eğer bu özelliklerini değiştirebilirse, tartışmalar yıkıcı olmak yerine yapıcı olabilir ve ilişkiyi eskisine göre daha da güçlendirebilir.

Aşağılama 😔 :

İlişkilerde çiftler arasında yaşanabilecek en olumsuz ve yıkıcı duygu aşağılamadır. Eğer ilişkide aşağılama varsa, ilişkiyi kurtarmak neredeyse imkansız. Saygı olmadan, ilişkinin temeli oldukça zayıflar. Aşağılama, kişinin direkt kimliğine ve varlığına zarar verir. Aşağılamada verilen mesaj şudur: sen sadece ilişkimizde kötü değilsin, sen tek başına ve bir insan olarak da kötüsün. Bu durumda çiftler ayrılsa bile, kişinin özgüvenine verilen zarar yıllarca etkisini sürdürebilir.

Eleştiri 🤨 :

Eleştiri, karşımızdakinde sürekli hata bulma ve yargılama davranışıdır. Eleştiri, yapılış şekline bağlı olarak kişiler ve ilişkiler üzerinde yapıcı ya da yıkıcı etkileri olabilen bir davranıştır. Yıkıcı eleştiriler, çiftlerin birbirlerinin davranışlarından ziyade, karakter ve kişilik özelliklerini eleştirmeleridir. Bu tür eleştirilere maruz kalan kişiler kendilerinde bir sorun olduğunu düşünüyor ve ilişkiden kendilerini kurtarmanın yollarını arıyor. Kendisinin takdir edilmediği ortamlardan uzaklaşıp, takdir edildiği ortamlara gitme ihtiyacı hissediyorlar. Bu kişiler kendilerini ilişkinin içinde ya da hayatlarının diğer alanlarında işe yaramaz hissediyor.

Savunma 🤔 :

Ayrılığı getiren diğer bir davranış da çiftlerin karşı tarafı anlamaya çalışmadan, sürekli kendilerini savunmasıdır. Her davranışa bahane bulmak, kendi davranışlarını sürekli rasyonelleştirmek, karşı taraf fikrini söylediğinde “sen bunu daha çok yapıyorsun” deyip olayı ona çevirmek, karşı tarafı dinlemeden kendi fikrini söylemek savunma davranışları arasında yer alır.

Duvar Örme 🧱 :

Duvar örme, tehlikesiz gibi görünmese de çiftlerin ilişkilerine en çok zarar veren davranışlardan bir tanesidir. Eşlerden biri endişesini dile getirdiği zaman, diğer eş bunu tamamen yok sayıyor ya da konuyu başka tarafa çeviriyorsa, bu eşin diğer esee duygusal ve fiziksel anlamda bir duvar örmesidir. Bu davranış, ihtiyacını ya da endisesini dile getiren çifte verilmiş bir “sen değersizsin” mesajıdır 🚧.